REİKİ DENEYİMİM

reiki32005 yılına kadar  üç arkadaş reiki denen şeyin ne olduğunu çok  merak ediyorduk.

Yıllardır reiki hakkında  yazılanları okuduğumuz için ve son zamanlarda sıkça da başkalarından duyduğumuz için,  bunun mucizevi etkiler yarattığını, mutluluktan uçacağımızı sağlığımızın, ilişkilerimizin hemen mükemmel olacağına inanıyorduk.

Hemen kimin, nerede, ne zaman, kaç paraya bize bu eğitimi verebileceğini araştırmaya başladık. Tabii bir de bu enerjiyi doğru kişiden almamız gerekiyordu. Bu doğru kişi neye göre belirleneceğini inanın bilmiyorduk. Sorduk soruşturduk. Nihayetinde reiki bir için eğitimlerimizi aldık. Reiki hocamız kendini işine çok adamış biriydi. Reikiyi çok seviyordu. Bize güzel güzel anlattı. Birbirimizde denedik. Ellerimizdeki enerji akımını hissetmeye başladık. Eğitim sırasında gözlerimiz, cildimiz pırıl pırıldı. İlerleyen haftalarda aramızda sık sık şu konuşmalar geçer  oldu. ” Boynum tutuldu bir reiki yapsana.”, “Başım ağrıyor bir reiki yapsana”,” Belim tutuldu ellerini koysana”. ” Kimin evindeysek hemen kanepeye uzanıveriyorduk.Hocamız bize her gün çakralarımızı dengelememizi söylediğini iyi hatırlıyorduk  ama biz yarı akıllılar onun dediklerinin ne kadarını yaptık acaba? Vallaha ben kendi adıma söyleyeyim. Düzenli yapmadım. İlk başlarda heves ettim ama çocuk küçüktü. Daldım işlere, alışkanlık olmayınca da düzen kurulamadan kaynadı gitti. Tabii beklenen mucize yaşam da.

Bu yıl ise dengelemenin gün içindeki şaşkınlığımı, kızgınlığımı, aldığını görünce artık düzenli olarak dengeleme çalışmalarının önemini kavramış bulunuyorum.

Ama olay kaynamadan önce ilk yıllarda başkalarına deneme yapmak ve elimdeki sıcaklığı hissetmekten büyük keyif aldım.  Onlar da sıcaklığı hissetti. Hatta bir keresinde deneklerimden bir tanesi sevgi yoğunluğundan ağlamaya başladı.

Şimdi burada durup, geriye saralım. Doğru kişiyi seçmek  ne demek? Kime göre doğru? Ben şimdiki aklımla bakıyorum da ne kadar cahilce davranmışım. Araştırma şeklim ne kadar da yanlışmış. Kulaktan dolma bilgilerle hareket etmişim. Öncelikle yaptığım hatalar şunlar oldu. 1-Direkt sonuç odaklı olup mucizeler beklemek. 2-Maddi odaklı olmak 3- Reikiyi iyi araştırmamak.4- Düzenli yapmamak.

Bunun doğrusunu nasıl bileceğiz? İnanın bugün bile ben bunun doğru cevabını tam buldum sayılmaz. Reikiyi bilen karşılaştığım  hemen her kişi ” Usuki’nin öğretisini öğrendim veya öğretiyorum” diyor. Peki çoğunluk bu ise aklıma şu soru geliyor: “Kim yozlaştırdı bu reikiyi o zaman?” Yozlaştıran veya ağır olmasın hadi değiştiren kim? Biri de mert olup “Bunlardan biri benim” desin ama “Yozlaştırmadık şu nedenden dolayı daha iyi yaptık” desin. Yok yok öyle biri. Sembollerin çizimi veya uzağa göndermenin şekli hep değişiyor. Sanırım anlatılanları akılımızın süzgecinden geçirip içimizi ferahlatan, düzenli yaptıkça olumlu yönde günlük  hayatımızı değiştiren, bakış açılarımızı esneten  her öğreti bize göre doğrudur. Düzenli yapmanıza rağmen bir fark yok ise; bu öğretiyi başka kaynaklardan da araştırmaya, başka öğretileri de  denemeye bakın ama sakın değişim yolundan dönmeyin. Muhakkak kişiye uygun bir enerji çalışması vardır ve kolaylaşan yaşama sahip olmak bence mucizevi bir duygu.

Bizim hikayeye devam edeyim.

Biz üç arkadaşa, reiki bir  yetmeyip sanki onu harika yapmışız gibi reiki ikiyi de alalım dedik. Başka bir öğretmenden alalım istedik. Nedense?  Yine aynı yöntemle başka bir hoca bulduk. Üçümüz aynı anda inisiye olduk. O gün ders çıkışı üçümüzün attığı kahkahaları, yaşadığımız eğlenceyi size aktarabilmem mümkün değil. Çok eğlenmiştik. Affetmek istediğimiz insanları pembe bir alana koyma kavramıyla o gün tanıştım. Benim balona koyacak kişi sayım o kadar çoktu ki ben de ipler tamamen koptu. Balon oldu zeplin boyutunda. Gülme krizi doğal olarak hepimizi sardı. Aslında o gün dalga geçmeyip affetmeye devam etseydim, bu kızmalara  sebep olanın ben olduğunu idrak etseydim, kısır döngü şekline gelen nahoş olaylarımı sonlandırmam çok daha hızlı olacaktı.

Uzaktaki bir kişiye veya bir konuya reiki göndermek istersek, sembolleri çizip üç defa sorunu söylememiz ve baş parmağımızı avucumuza koyup, aynı elin diğer dört parmağını üstüne  kapatmamız söylendi. Ya da ellerimizi dizimize ve bacağımıza koymamız söylendi. Daha şimdiye kadar bunu bizden başka bilene rastlamadım. İşin komik tarafı biz bunu yaparken gerçekten enerjiyi de hissediyorduk. Hala da hissediyorum. Hatta araba kullanırken başparmağı yumrukta saklama yöntemi çok kolay oluyor.

Tabii bir de öğretilenlerin bu eğitimi almamışlara aktarılmama isteği var  ya, buna uydukça daha da bir bilinmezliğin içinde kaldık. Sonra sora sora başkalarının iki elini ya kalp çakra ya da mide çakrası üstünde, yukarıdaki fotoğrafta gösterilen gibi tutarak konuyu, kişiyi imgeleyerek yaptıklarını öğrendim. İşte yine bir şok daha.

Sonra reiki iki ile geçmiş yılların temizlenmesi varmış, hoca bunu kontrol dahi edebiliyormuş. 21 günlük arınma varmış. Bunun için kimisi et yemiyor ya da geçmiş yıllarını temizliyormuş. Bu konu bile öğretmenlere göre farklılık gösteriyor. Biz bunların hiç birini yapmadık. Ya söylenmedi ya da söylendi de biz ciddiye almadık. Şimdi adını bile hatırlamadığım bayanın günahına girmeyeyim. Bu kadar cahilane girdim ve devam ettim yani. İlk zamanlarda yani reiki enerjisini yoğun kullandığım zamanlarda, et yeme olayından otomatikman tiksinmeye başladım. Kasap dükkanına  girmek benim için tiksinme ve canlı hayvanı nasıl öldürüp yiyoruz düşüncesi demekti. Onu net hatırlıyorum. 2010lu yıllara geldiğimizde, ben reikide fazla ilerleyememiştim. Bunun sebebi bendim doğal olarak. O’nu hep acil durumlarda kullanmak üzere bir yerlerde sakladım. Kullandığım alanlar; çakra düzenleme, akan kanı durdurma, genel gerginliği azaltma, genel ağrıları geçirme, alan temizliği ve uykuya dalmak üzerine oldu. Travmalarımı hafifletmek için sonuna kadar kullanma sabrına asla sahip olamadım. Bu yüzden de bu eski değerli enerjinin nimetlerinden asla tam olarak yararlanamadım. Sabır erdemini geliştirmem hala yeterli değil.

Eğer tüm bilgileri sabırla uygulasaydım şimdi çok daha başka bir yaşam sürüyordum. Sanırım başkalarına uygulama yapmak, egomu tatmin ettiğinden, daha çok hoşuma gidiyor. Mesela geçen baharda eşimin teyzesi, sağlık kontrolü yapılırken çok heyecanlı ve korku dolu idi. Yanında gittim ve o içerideyken ona sakinleşmesi için reikiyi duvarın arkasından sürekli yolladım. O panik olan bayan gitti,  yerine doktorun yanında işlem yapılırken kuzu gibi sakin duran bayan geldi. Bana teşekkürler etmekten helak oldu. Bunun için bile yapmaya devam ediyorum. Gerçi bu aralarda akıllandım, biraz daha bilgilendim de reikiyi kendi üzerimde her gün kullanmaya başladım. Özellikle çakra dengeleme yaparken nefes tekniğini de yanına ekledim. Şimdii daha iyiyim.

Bakalım sabır ve azimle düzenli yapma alışkanlığını ne zaman kazanacağım? Ne yaparsam yapayım bu özelliğe sahip olmadığım da istediğim hızda yol alamayacağım biliyorum. Acaba ben niye böyleyim? Bunu yapmayarak neye tutunuyorum? Neden bundan beslenme ihtiyacındayım?

Bulacağım Söz.

Bu yazı Hikayeler kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir