PHUKET ADASI

Phuket adası ve Bangkok gezimizi sezon dışında gerçekleştirdik. Yani o muhteşem maviliği,  sıcak havayı deneyimlemedik.  Şu an ekvator kuşağında  yağmurlu sezonun ne olduğunu artık çok iyi biliyoruz.

Sonsuz yeşilliğin içindeki ada ve Bangkok hakkında sizlerle paylaşmak istediklerim.

Phuket adasında öncelikle yağmurda bile terlikle dolaşabilirsiniz. Yazlık kıyafetin üstüne yağmurluk yetiyor.  Üşüme ihtimaliniz yok. Yağmur çok hızlı yağıyor. Bazen hemen kesiliyor bazen de çiseleyerek devam ediyor. Yanınıza bot almanıza gerek yok.  Lüks otellerin hemen hepsinde şemsiye var. Ya odalarda vardır  ya da  resepsiyonlardan temin edebilirsiniz. İade etmeniz gerekmektedir. Kesinlikle de terliklerinizin  ıslanınca kaydırmayan tabanlı  olmasına dikkat edin. Bazı yerler, özellikle merdivenler, yokuşlar, yağmurdan yosunlaştığı için kayıp düşme tehlikesi var. Düşenleri gördüm çok fena oldular.

Islak ayaklarla klimalar insanın bağırsaklarını bozduğundan dolayı yanınıza ya reflor alın ya da yedek terlik alın. Sokaklarda özellikle Patong da 200 bahta “crocs” tipi ayakkabılar bulabilirsiniz. Marka o değil tabii. Normal deniz terlikleri de var. Ocean bag diye bir silindir çanta da bu satıcılarda satılmaktadır. Sırtınıza takıyorsunuz. Çeşitli boyları var ve  yağmur asla almıyor. Suya düşse bile sanırım içindekiler ıslanmıyor. Yağmurda cep telefonları ıslanmadan fotoğraf çekilmesin  diye  de boyuna asılan şeffaf kılıflar  satılıyor.

Yağmura rağmen  tekne turlarını yapıyorlar. Biz Jungceylon  alışveriş  merkezinin oradaki turcudan James Bond’un çekildiği adanın dahil olduğu turumuzu  aldık. Yağmurda gezinin nasıl olacağını bilemediğimizden 2.gün için tur almadık. Alsaydık fiyat daha uygun olacaktı. Belimden rahatsız olduğum için hızlı tekneyi tercih etmedik.  Paramızı da ödedik başka türlüsü olmuyor.Gerçekten de dedikleri saatte otelden  alıp, diğer otel müşterilerini de diğer otellerden toplaya toplaya  teknenin olduğu yere bizi götürdüler.  Arabaların içi klimadan dolayı  soğuk oluyor ve ıslakken de  çok üşünüyor. İyi ki yanımda şalım vardı. Aklınızda olsun. Teknenin kalkacağı yerde de naylon yağmurluk satılıyor tabii fiyatı daha pahalı. Yukarıda yazdığım yerlerde 100-200 bahta alabileceğiniz şey burada 500 baht idi. Bu yağmurluklar çok çabuk da yırtılabiliyor. Thai yemeklerininden oluşan öğlen yemeğinde vejeteryanlar için ayrıca sebze yemeği oluyor. Bu tür yemeklere alışık değilseniz kesinlikle yanınızda kendi yiyeceğinizi getirin. Ben alışık olmama rağmen pislikten dolayı içim kalktı. Yerken çok zorlandım.

Teknelerde kesif olan birden çok koku var. Sabah sabah  insanın içini kaldırıyor. Tekneler çok pis yiyeceklerin pişme öncesi koşulları pis. Temizlemeleri pis. Allahtan kağıt tabaklar ve plastik çatallarla yemek yeniyor.

Teknede küçük çocuklarda vardı ve yağmurda teknenin kaptanı onların denize girmesini istemedi. İki aylık bebeğin yağmura  çıkmasını istemedi. Neden diye sorduğumda derisine zarar verebileceğini söyledi. Daha fazla da açıklamadı.

Tura gelince, kesinlikle güneşli havada yapılmalı. Yağmurda denizin dibini görmüyorsunuz. Sonuçta okyanusta yüzüyorsunuz. Su çok sıcak ve adanın olduğu kıyılar pislenmiş. Çok koyu renk ürkütücü görünüyor. Yarasaların olduğu mağaraya üşenmeden sarı kanolarla herkesi götürüp tekneye getiriyorlar. Yaklaşık 20 kano var her teknede. Deniz bir anda sarı bot tarlası gibi oluyor. Herkese de pislik içindeki can yeleklerinden veriyorlar.

Nefesle ilgili probleminiz varsa mağaralarda zorlanabilirsiniz. Yağmurdan dolayı nem oranı çok yüksekti.

Phuket adasında lagoon bölgesindeki Dusit otelde kaldık. Buradan Patong’a taksi ile gitmek 700 baht idi. Yol yarım saat sürüyor. Dönüşte bir o kadar. Otel seçerken bunu da dikkate alın derim. Taksimetre olayı bu adada geçerli değil.

Akşam için “Fantasea Show” muhakkak görülmesi gerekiyor. Burada showa  girişte cep telefonları ve kameralar toplanıyor. Haberiniz olsun. Showda sahnenin her tarafını kullanıyorlar. Salonun tavanından bile insanlar iniyor. Bu yüzden her şeyi aynı anda görmek isterseniz, koltuğunuz arkalardan olsun. Bizimki öndeydi ve kafamızı her bir yöne çevirmek zorunda kaldık. Yanınızda yine ince bir hırka olsun çünkü salon taksilerden otellerden bile soğuk oluyor. Çocukla gidecekseniz show saatinden 2 saat önce orada olmaktan dolayı mutlu olursunuz. Yemek yerleri var, fillere biniliyor, paralı oyunlar dükkanlar var.

Phuket merkezinin, Patong merkezden daha asil bir duruşu var. Küçük kafeler, otantik renkli binalar ve yerel halkın alışveriş ettiği dükkanlar ile burada 2-3 saat vakit geçirirsiniz. Burada binasının duvarında dev bir ıstakoz maketi olan restorantta yemenizi tavsiye ederim. Merkez ziyaretinden sonra adanın tepesinde hala inşaatı devam eden Buda heykeli görülmesi gereken yerlerden. Maymunlara dikkat edin ve yiyecek vermeye kalkışmayın çünkü bir anda çoğalıp yiyeceğe atlıyorlar.

Patong merkezde sahile indiğinizde çok kalabalıkla karşılaşacaksınız. Meşhur barların olduğu sokaktan sahile indiğinizde, sola dönerseniz keyifli kafeler bulursunuz. Hatta bowling salonu bile var. Sağa dönerseniz şık lokantalar bulursunuz. Özellikle balık üzerine olanları. O taraftaki bir bar, bahçesine basınçlı havuz kurarak akıntıya karşı denge sörfü yapmanıza olanak sağlıyor. Gece bile yapılıyor.

Patong’da  masaj salonları dolu. Tavsiyem ya çok şık bir yere zincirlere girin ya da cadde üzerinde olup da kocaman salonda masaj yapılanları gördüğünüze girin. Ara sokakta ve barların arasındakilerin  başka türlü masaj servisi verdiklerini düşünüyorum. Patong’un içindeki jungceylon alışveriş merkezinden ana caddeye çıktığınızda, karşıya geçip hafif sola ilerlediğinizde merdivenlerle çıkılan balık  marketi göreceksiniz. Öyle bir tabelasına rastlamadım ama yerel biri kesinlikle size gösterir. İçeride keskin, burnunuzu tıkattıracak kadar bir kokuyla karşılaşıyorsunuz.. Bu meyvelerden gelen kokuyu zaferle atlattıktan sonra balık bölümünü ve onlarca balık, sebze, baharat tezgahıyla buluşuluyor. Üst katta buradan aldıklarınızı pişirtebileceğiniz yerler mevcut. Temiz mi? Hahahaha! ASLA! Tolere edilebilinir diyeyim.

Otele dönüş merkezden çoğunlukla tuk-tukla yapılıyor.

Okyanusta sahilden denize girmek gerçekten çok tehlikeli bu yüzden plajlara denizin durumunu bildiren bayraklar asmışlar. Kırmızı bayrak gördünüz mü bilinki akıntı var ve can güvenliğinizden kendiniz sorumlusunuz. özellikle benim gittiğim mevsimde her yer kırmızı bayrak dolu idi ve cankurtaranlar ortada yoktu. Zaten ölü sezon olduğu içinde pek kimse denize girmiyordu.

Hiç kauçuk ağacı görmediyseniz bu adada bunlardan bol bol görürsünüz. Uzun ağaçlarda birer siyah tıpa varsa bilin ki o kauçuk ağacıdır.

Phuket’le ilgili bilgilerim bu kadar umarım yararlı olmuştur size.

Sevgilerimle

 

 

 

 

 

Bu yazı Yaşamın İçinden kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir